20 Kasım 2009 Cuma

Dış Gebelik Nedir

Normal bir gebelikte sperm ile döllenmiş yumurta rahim içi bölgeye yerleşirken, dış gebelikte rahim dışı bir bölgeye yerleşmesi orada gelişmesidir. Döllenmiş yumurta bir sebeple tüplerden rahime doğru yapması gereken yolculuğu tamamlayamaz, başka bir bölgede takılı kalır. Dış gebelik en sık olarak kadının fallop tüplerinde yerleşir (% 90). Genelde tüplerin uzunluğunun son üçte birlik kısmında görülür. Tüpler embriyo büyümesine uygun kas yapıya sahip değildir, bu nedenle embriyonun büyümesiyle tüplerde yırtılma olur, iç kanama başlar ve anne hayatı riske girer.
Rahim dışında tüplerden başka yumurtalıklarda, rahim duvarı kenarında, rahim ağzına doğru ve hatta karın içinde gelişebilir. Çok nadir olgularda hem rahim içinde, rahim dışında gebelik aynı anda da olabilir. Hamileliğin rahim dışında yerleşimi, anne adayı için hayati risklere yol açabilir. Dış gebelik; gebeliğin ilk 3 aylık döneminde gerçekleşen anne ölümlerinde en sık sebeptir. Büyümekte olan embriyo kesin kaybedilecektir, teşhiste geç kalınırsa anne hayatı da riske girecektir. Günümüzde gelişen erken tanı ve tedavi olanaklarıyla dış gebelik anne hayatını tehlikeye sokmadan yakalanabilmekte, tüpler fazla hasar görmeden koruyucu ameliyatlar da yapılabilmektedir.

Dış gebelik neden olur

• Bir kadının tüplerinde hareket bozukluğu veya kısmi tıkanma yapan nedenler dış gebelik gelişmesine yol açabilir. Dış gebelik olgularında yapılan incelemelerde en sık sebep olarak tüplerin tek veya çift taraflı iltihabı (Salpenjit) karşımıza çıkmaktadır. Bu durum genellikle Gonore, Klamidya grubu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklarda daha sık olur. Tüplerde gelişen iltihap, kanalın kısmi veya tamamen tıkanmasına kadar gidebilmekte, ciddi hasarlar bırakabilmektedir. http://www.hamilemiyim.net

• Daha önce geçirilmiş; yumurtalık kisti, apandisit, bağırsak, idrar torbası ameliyatları veya iltihaplara bağlı tüplerin etrafında oluşan yapışıklıklar dış gebelik riskini arttırır. Tüplerin doğumsal yapı bozuklukları da rol oynar. Rahim içi araç (spiral) kullanımı gebelik oluşmasını çok etkin olarak engelleyen bir yöntemdir, ancak bu yönteme rağmen gebelik olursa bu gebeliğin bir dış gebelik olma olasılığı çok yüksektir.

• Çocuk istemeyen bir kadında yapılmış tüplerin bağlanma ameliyatı sonrası da bazen gebelik gelişebilir, bu durumda da hasarlı tüpte dış gebelik olur. Daha önce dış gebelik geçirmiş olgularda da dış gebelik tekrarlama riski artar. Kısırlık tedavisinde yumurtlama ilaçlarının kullanımı da dış gebelik riskini az da olsa arttırmaktadır.

Dış gebelik belirtileri nelerdir

Kadınlar; adet gecikmesi, mide bulantısı, halsizlik, iştahsızlık ve göğüste gerginlik yakınmaları olunca hemen gebelik testi yaptırarak gebelik varlığını araştırırlar. Dış gebelik, başlangıçta normal gebelik yakınmalarıyla benzer http://www.hamilemiyim.net seyredebilir, bazen de adet gecikmesi sonrası lekelenme tarzı veya daha fazla kanama ve alt karın bölgesinde ağrı belirtisi verebilir. Eğer tanı biraz gecikmişse, tüpte embriyo büyümesi sonrası yırtılma ve iç kanama başlar, omuza vuran ağrı ve tansiyonda düşmeler, bayılmalar görülebilir. Benzer belirtiler düşük yapanlarda da görülebildiğinden bu ayrım çok dikkatli yapılmalıdır. Yine ayırıcı tanıda yumurtalıklarda boğulma ve apandisit de akla gelmelidir.

Dış gebelik nasıl anlaşılır

• Gebelik testinde pozitif bir sonuca rağmen ultrasonda rahim içinde gebelik kesesinin görülememesi, kanda gebelik hormonunun (Beta HCG) uygunsuz seyri, rahim komşuluğunda kitle imajı, iç kanama varsa rahim arkasında sıvı görüntüsü ve kan sayımında düşme bulgusu tanı koydurur.

• Bazen rahim arkasına vajinal yoldan bir iğne sokularak (Kuldosentez) karın içi kanama tespiti de tanı için kullanılır.

• Bazı olgularda tanı koymak için, ultrasonda rahim içi gebelik görülmüyorsa kürtaj yapılarak dış gebeliğe ait rahim içi tabaka değişiklikleri araştırılır.

• Dış gebelik tanısının konulamadığı şüpheli olgularda tanısal “Laparoskopi” de (Göbekten 1 cm’lik bir kesikten sokulan kamera ile direkt gözlem.) önemli bir yöntemdir.

Dış Gebelik Tedavi seçenekleri

• Dış gebelik tedavisinde teşhisin erken konmuş olması çok önemlidir.

• Teşhis anında tüpün yırtılmış veya yırtılmamış olması tedavi şeklini etkiler.

• Eğer tüpte yırtılma gerçekleşmişse ve iç kanama bulguları varsa tedavi ameliyattır.

• Ameliyat açık şekilde karın kesilerek yapılabileceği gibi, kapalı olarak laparoskopi yöntemiyle de yapılabilir. Ameliyat esnasında tüpte meydana gelmiş hasara göre tüp korunabilir, ya da tüpün tamamı kesilip çıkartılır. Tek tüpün tamamen kaybı olsa bile, diğer tüpten tekrar gebelik şansı devam eder.

• Tüpte henüz yırtılma olmamışsa hasta bilgilendirilerek tıbbi tedavi veya ameliyat seçeneklerinden birini değerlendirebilir.

• İlaç tedavisinde bir kemoterapik olan methotreksat belirli dozlarda verilir, hasta yakın takipte tutulur, gün aşırı kan beta HCG seviyeleri ultrason takipleri yapılır, gebeliğin tüpte gerilemesi, erimesi beklenir.

• Bazen bu tedaviye istenen yanıt alınamaz ve tüpte yırtılma gerçekleşebilir, o zaman yine ameliyat gerekecektir.

• Bazı merkezlerde vajinal yolla karın içinde dış gebelik olan tüpe doğru iğne sokulmakta ve toksik madde enjekte edilmektedir.

• Tüpte henüz yırtılma olmayan olgularda laparoskopi ile kapalı teknikle tüp çizilerek dış gebelik materyali boşaltılır, temizlenir, kanayan odaklar koter ile yakılır ve karın içi temizlik sonrası ameliyat bitirilir.

Dış gebelik ameliyatı sonrası hamilelik riskli midir?

Dış gebelik geçirmiş olgularda tekrar gebe kalma oranı yarı yarıya azalır, yeniden dış gebelik ihtimali de %20’dir. Dış gebelik olgusunda, tüp ameliyat esnasında korunabilmişse aynı tüpten tekrar gebe kalınabilir, ancak dış gebelik riski de normalden fazladır. Spiralle ilgili vakalarda ise; spiral çıkarıldığı zaman dış gebelik ihtimali iyice azalacaktır.

Daha önce dış gebelik geçirdiyseniz…

Daha önce geçirilmiş bir dış gebelik, anne ve baba adayı için çok zor bir durumdur. Ama işin psikolojik boyutundan önce, eğer daha önce dış gebelik yaşanmışsa, hamilelikten şüphelenir şüphelenmez hemen doktorunuza gitmelisiniz. Doktorunuz sizi yakın gözleme alacak, gereken testleri yapacak ve riskleri hesaplayacaktır. Testler normal çıksa bile, anne adayı kendisini iyi hissetmediğinde hemen doktora haber verilmelidir.

Dış gebelik durumu aileye çok üzüntü veren bir durumdur. İstenen bir bebeğin kaybedilmesi ve bazı durumlarda anne adayının da sağlığının tehlikede olması söz konusudur. Özellikle anne adayı bebeğini kaybetmenin getirdiği üzüntüden sonra, hamile kalma şansının azaldığını düşünür aynı zamanda da bir sonraki hamileliğinde yine aynı şeyleri yaşamaktan korkabilir.

Eşin ve yakın çevrenin dış gebelik yaşayan bir anne adayında bu duygu değişimlerinin gayet normal olduğunu kabul etmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; anne adayı birden, kendisini psikolojik olarak hazırlayamadan bebeğini kaybetmiştir. Olay anne adayının kontrolü dışında gerçekleşmiştir bu kayba alışmak bir hayli zaman alacaktır.

Hamileliğin birden bitmesi de anne adayının duygu durumunun değişmesine sebep olur. Bu durum; anne adayının hormon dengesini bozar, kendisini çok hassas, depresif hissetmesine sebep olabilir.

Eş desteği

Dış gebelik bir aileye çok zor zamanlar yaşattığı gibi aynı zamanda eşlerin birbirine destek olması, daha da yakınlaşmasını sağlayabilir. Bazı durumlarda ise eş, bebeğini kaybetmiş anneyi anlayamaz ve destek olamaz. Böyle bir durumda, eşinizle konuşmayı denemelisiniz. Eğer kendinizi çok yalnız hissediyorsanız ve eşiniz size destek olamıyorsa bir uzmandan yardım almayı denemelisiniz.

Şunu da unutmamak lazımdır ki; eşiniz de bebeğini kaybetmiştir ve o da kendisini kötü hissediyordur. Fakat çoğu erkek duygularını ifade etmekte zorlanır, güçlü görünmeye çalışır. Bazen de hiçbir şey olmamış gibi, her şeyin düzgün gidiyormuş gibi davranabilir. Bu durumda bile, aslında size destek olmaya çalışıyor olabilir.

Bir sonraki hamileliğiniz

Dış gebelik yaşadıktan sonra tekrar bebek sahibi olmadan önce kendinizi psikolojik ve fiziksel olarak toparlamanız gerekir. Unutmayın öncelikli olan sizin sağlığınızdır. Kendinize belirli bir süre tanımalısınız. Bu durumu yaşamış anne adaylarının kendisini toparlaması için tekrar bebek sahibi olmaya çalışmadan önce üç ay beklemesi önerilir.

Dış gebeliği yaşamış bayanlarda duygu durumu her kadında değişiklik göstermektedir. Kimisi hemen çocuk sahibi olmak isterken bazı bayanlar ise tekrar aynı şeyi yaşamaktan korkarlar. Şunu hiç unutmamalısınız, dış gebelik yaşadıktan sonra kendinize belirli bir miktar süre tanıdıktan toparlandıktan sonra doktorunuzun kontrolüyle sağlıklı bir gebelik yaşama şansınız çok daha yüksektir. Olumsuz düşüncelerden kendinizi kurtarmaya çalışmalı, yakın çevrenizin ailenizin pozitif desteğini kabul etmelisiniz.


Hamilelik İsteyenler Okusun

Erkeklerde orgazm ile spermden zengin meninin, vajina ve rahim ağzına doğru saatte yaklaşık 15 mt’lik bir hızla atılmasını sağlar. Kadınlardaki orgazm da buna yardım eder. Bazı çalışmalar kadındaki dalga benzeri kasılmaların spermlerin rahim ağzına doğru gitmesine yardımcı olduğunu göstermiştir, ancak kesin bir sonuç yoktur. Masajla ilgili de kesin bir bilgi yoktur. Bu yüzden siz eğlenmenize bakın, çünkü tüm bunlar gebe kalmanıza yardımı olan şeylerdir. Cinsel pozisyon konusu da bu şekildedir. Hangi pozisyonun olduğu önemli değildir. Önemli olan her ikinizin de iyi vakit geçirmeniz ve kadının yumurtlama döneminde, üreme yollarında canlı spermlerin bulunabileceği sıklıkta cinsel ilişkiye girmenizdir. Özetleyecek olursak, iki adet kanaması arasındaki dönemde günaşırı cinsel ilişkiye girmek önemlidir.

Cinsel birleşmeden sonraki ilk birkaç saat içinde döllenme gerçekleşebilir. Bundan beklemekten başka yapacağınız fazla bir şey yoktur. Bazı yerlerde kalçanızın altına yastık koyarak 20-30 dakika yatmanız yerçekiminden faydalanarak spermlerin yumurtaya ulaşmasını kolaylaştırmanız gibi öneriler yazabilir. Milyonlarca spermin kendi yumurtasını arıyor olması kolay bir yolculuk değildir. Spermler için ilk engel vajinadaki asit seviyesi olur. Burası, spermler için öldürücü olabilir.

Ardından vajinal akıntı gelir. Bu akıntı spermler için geçilemeyen sıkı bir ağ gibi olabilir. Ancak mucizevi bir şekilde bu ağ gevşer güçlü yüzücüler buradan geçebilirler. Fakat hepsi bu kadar da değildir. Spermin daha kat edeceği çok yolu vardır. Rahim ağzından rahme girip yumurtalık kanalına kadar yaklaşık 15-20 cm’lik bir mesafeyi geçmesi gereklidir. 10 dakikada bir santimetre ilerlediği düşünülürse gerçekten de bunu bir seyahat olarak düşünebiliriz. En hızlı sperm, en erken 45 dakikada yumurtayı bulur. Yavaş bir sperm için bu süre 12 saate kadar çıkabilir. Eğer bir sperm yumurtalık kanalına geldiği halde yumurtayı bulamazsa burada 72 saate kadar bekleyebilir. Burada yumurtayı dölleyebilecek sperm sayısı yalnızca birkaç düzine kadardır. Çünkü diğerleri ya yolda tuzaklara takılmışlardır, ya kaybolmuşlardır, yani yanlış yumurtalık kanalına gitmişlerdir ya da yolda ölmüşlerdir. Ancak yumurtaya ulaşabilen şanslı spermler için yarış henüz bitmemiştir. Yumurtanın dış kabuğunu delerek diğerlerinden önce içeri girmeleri gerekecektir. Bir tanesi içeri girmeyi başardıktan sonra yumurtanın kabuğu hemen değişir ve diğer spermlerin girişine izin vermez.

İlk sperm içeriye girdikten sonra yumurtanın üzeri, tıpkı koruyucu bir kalkanla kaplanır. Asıl mucize bundan sonra başlayacaktır. Yumurtadaki genetik madde ile spermdeki genetik maddeler ilk 24 saat içinde birleşerek döllenecek yeni bir hücre oluşarak hızla çoğalmaya başlayacaktır. Embriyo olarak bilinen bu yeni hücre kümesi, yumurtalık kanalından aşağıya doğru yolculuğuna başlayacak rahim duvarında bir yere tutunacaktır. Bu yolculuğun son kısmı üç veya biraz daha fazla gün sürecektir. Fakat sizin gebe kaldığınızı anlamanız için birkaç hafta daha geçmesi gerekecektir. Eğer adet kanamanız gecikir ve gebeliğin diğer belirtilerini de hissederseniz evde yapılan gebelik testlerini uygulayabilirsiniz. Artık bir gün gecikmeye bile hassas olan gebelik testleri vardır bu yolda çok ufak bir adım bile atılmış olsa anlayabilirsiniz.

Hamileler İçin Domuz Gribi Aşısı

Domuz gribi salgını en çok hamileleri, 65 yaş üstü kişileri ve 2 yaşın altındaki çocukları tehdit ediyor. Hem kendini hem de karnındaki bebeğini düşünmek zorunda olan anne adayı ise, kararsız olan kişilerin başında geliyor. Mevsimsel grip aşısından çok önemli olan domuz gribi aşısının tercih edilmesi gerekiyor. İlk 6 ayın içinde olan yeni doğmuş bebekler aşı yapılarak korunamaz henüz bağışıklık yanıtı geliştiremeyen bu bebekler için hamile anne adaylarının aşı vurulması gerekiyor. Ayrıca 6 aylıktan küçük bebeği olan kadınlarında mutlaka aşı yaptırmasında fayda vardır.

Gebeliğin son 3 ayında risk artıyor

Hamilelerin risk grubunda olduğu açık, özellikle gebeliğin son 3 ayında artan yük zorlanan kalp azalan akciğer performansı virüse direnci azaltıyor. Aşının sakatlık yapıcı etkisinin düşük potansiyelli olduğu görülüyor. İlk verilere göre hastalığa yakalanan 34 kadının 6’sında ölümle sonuçlanmıştır. Buda hamilelerin aşılanması hatta virüse yakalanan ya da enfekte kişilerle temas eden gebelerin seltamivir (tamiflu) zanamivir (relanza) hemen ilk 48 sat içerisinde başlanmasını gerektiğini gösterir. Aslında hamilelerin aşılanmasında hamilelerin korunması kadar doğacak çocuklarını ilk 6 ay korunmasına katkısı da önemlidir. İlk 6 ay bebeklerin bağışıklık sistemleri çalışmamaktadır ve anne sütünden pasif olarak bağışıklık kazanırlar. Eğer anne aşılanmış domuz gribi geçirmişse emzirerek çocuğunu korur. Aksi taktirde ilk 6 ay çocuklar tamamen savunmasızdır. Ve virüsün de en ağır seyrettiği gruplardan biridir. Burada sadece hamilelerin değil 6 aylıktan küçük bebeği olan kadınların da aşılanmasının gündeme alınmasının önemi ortaya çıkıyor.

Emziren anne ellerini çok sık yıkamalıdır

Domuz gribinin anne sütüyle geçip-geçmediği bilinmemektedir. Ancak mevsimsel grip de anne sütüne geçişi nadirdir. Anne grip geçiriyorsa ellerini iyi yıkayarak solunum teması yapmadan emzirebilir. Domuz gribinin mevsimsel gribin yeni bir formu olması nedeniyle aşının hafif ateş, yan ağrısı, uygulama yerinde şişlik, hafif grip benzeri yan etkiler olabilir. Diğer aşının önemli ama nadir komplikasyonları ise Gulian Barre Sendromu (GBS) (beyin hücrelerinde iltihap) gibi nadirdir (GBS a yakalanma 1/100000) ve virüsü kapanlardaki ölüm oranı binde 1-5 oranı ile kıyaslanamayacak kadar düşüktür.

Gebeliğin son 3 ayı virüse karşı direnci azaltıyor

Hamileler risk grubundadır. Özellikle gebeliğin son 3 ayında artan yük zorlanan kalp ile azalan akciğer performansı virüse direnci azaltıyor. Aşının sakatlık yapıcı etkisinin düşük potansiyelli olduğu görülüyor. İlk 3 ay aşı yapılabilir, ama sakatlık yapıcı etkinin nadir de olsa olma ihtimalinden dolayı bu sakıncayı taşıyanlar aşı olmayı hamileliğin üçüncü ay sonrasına erteleyebilirler. Emzirme dönemindeki annelerde ilk 6 aylık çocuklarını korumak için aşılanmaları (6-24 ay çocukların korunması için çocuk hastalıkları uzmanlarının değerlendirmelerini dikkate almaları ), özellikle gebelikte aşı yaptırmayı tercih etmeyenlerin toplu alanlarda virüsün bulaşma yollarına azami dikkat etmelerini öneriliyor. Buna çocuğun tam izolasyonu da dahil olabilir.

GEBELİKTE SIK RASTLANAN BELİRTİLER: BULANTI VE KUSMALAR

Gebeliğe bağlı olarak ortaya çıkan fizyolojik estradiol ve HCG hormonları artışının normalden fazla olması ya da seviyeler normal sınırlar içinde olmasına karşın bireysel duyarlılığın yüksek olması bulantılara ve kokulardan tiksinme gibi diğer bazı belirtilere neden olmaktadır. Mol gebeliği ve çoğul gebelik gibi durumlarda HCG normalden çok fazla üretildiğinden hyperemesis'e sık rastlanır.

Ayırıcı Tanı

Her bulantı ve kusmayı gebeliğe bağlamak doğru değildir. Özellikle çok şiddetli olan ve tedaviye zayıf cevap veren bulantı ve kusmalarda, birinci trimester bitiminde devam eden ya da ikinci trimesterde yeni başlayan bulantı kusmalarda aynı belirtilere yol açabilecek diğer hastalıklar da aranır. Bunlar arasında en önemlileri mol gebeliği, hepatit (karaciğer iltihabı), pankreatit (pankreas iltihabı), kolelityazis (safra kesesi taşı), kolesistit (safra kesesi iltihabı), peptik ülser (mide ve oniki parmak barsağı ülseri), pnomoni (zatürre), hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı çalışması), over kisti torsiyonu (over kistinin boğulması), sindirim sistemi tıkanmaları, IDDM (insüline bağımlı diabet hastalığı) başlangıcı ve beyin tümörleridir. Bu hastalıklar gebe olmayan kadınlarda bile nadir görüldüklerinden gebelerde çok daha ender olarak görülürler.

Hyperemesis Gravidarum'un anne adayı ve fetus üzerine etkileri

Erken gebelikte aşırı bulantı ve kusmaları olan anne adaylarının gebeliklerinin daha sağlıklı geçtiği ve düşük yapma oranlarının da azaldığı sıklıkla gözlenen ancak bilimsel olarak nedeni aydınlatılamayan bir durumdur. Ancak hyperemesis gelişen ve yetersiz tedavi gören ya da tedaviye cevap vermeyen anne adaylarında bu durum tersine dönebilir. Kilo kaybı, elektrolit dengesizlikleri, besin ve vitaminlerin yetersiz alınması durumunda bebekte gelişme geriliği gelişebilmektedir.

.


GEBELİĞİN TANISI

  • Beklenen adetin başlamaması

  • Memelerde dolgunluk, hassasiyet, memeucunda koyulaşma, memebaşında karıncalanma hissi

  • Karnın alt kısmında dolgunluk, şişkinlik ve bazen hassasiyet

  • Bulantı ve bazen kusma

  • Yorgunluk, uykuya eğilim, başdönmesi

  • Sık idrara çıkma

  • Vajina salgılarının artması

Bu belirtiler gebelik oluştuğu andan itibaren vücudunuzda salgılanmaya başlanan gebelik hormonlarının ve salgılanma miktarı artan östrojen ve progesteronun etkisiyle meydana gelir. Bu fizyolojik hormonal değişikliklerin esas amacı vücudunuzun gebeliğe uyumunun sağlanması ve bebeğinizin gelişmesidir.

Bu belirtiler muhtemel bir gebeliğin habercisidir. Kesin tanı için gebelik testi yapılmalı veya ultrasonda gebelik gözlenmelidir.

GEBELİK (hamilelik) TESTLERİ

Gebelik rahim içinde (dış gebelik durumunda tüplerde ya da karın boşluğu gibi bir yerde) yerleştiği andan itibaren trofoblast hücreleri tarafından HCG (Human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon salgılanmaya başlanır. Normalde kanda ve idrarda eser miktarda bulunan bu hormonun arttığının çeşitli testlerle gösterilmesi (HCG salgılayan tümörlerin olduğu çok ender durumlar hariç) vücutta bir gebelik olduğunun kesin kanıtıdır.

Kandaki ve idrardaki HCG seviyesinin bu hormona yapısal olarak çok benzeyen luteinizan hormon (LH) adlı yumurtlamadan sorumlu hormon ile karışmasını önlemek için HCG hormonunun beta fraksiyonu yani ß-HCGölçümü yapılır.

İdrar testleri:

Kanda ß-HCG belli bir eşik seviyesine ulaştığında idrara çıkmaya başlar ve gebeliğin ilerlemesiyle idrardaki seviye artar. İdrarla yapılan gebelik testlerinin esası bu ß-HCG'nin varlığının ya da yokluğunun saptanmasına dayanır. Çeşitli testlerin hassasiyeti arasındaki farklılıklar idrardaki seviyeyi tanıyıp tanıyamamalarına bağlıdır. Hassas bir test idrarda gebeliğin en erken dönemlerindeki düşük seviyedeki ß-HCG'yi tanıyabilirken, hassas olmayan testler gebelik biraz daha ilerleyip idrardaki seviye yükseldiğinde, yani daha geç bir dönemde gebeliği tanıyabilirler. İdrar testlerinde "gebelik müspet" sonucu alındığında hata oranı oldukça düşüktür. Ancak "gebelik menfi" sonucu veren testin bir süre sonra tekrarlanması uygundur.

Eczanelerde ya da evlerde hazır test kitleri yardımıyla uygulanan idrarda gebelik testlerinin güvenilirliği üretici firma tarafından her ne kadar %99 olarak belirtilse de yapılan çalışmalar özellikle adet gecikmesinin 10 günden daha az olduğu durumlarda hata oranının %50'lerde olabileceğini göstermektedir ("Hata" genellikle testin hassasiyetinin düşük olması nedeniyle varolan bir gebeliği saptayamaması şeklinde olmaktadır. Ancak tam tersi de mümkündür).

Laboratuvarda uygulanan idrarda gebelik testleri ise adet gecikmesinin beşinci gününden itibaren güvenilir sonuç verebilmektedir. Bu testler daha düşük hormon seviyelerini tanıyabilen ve bu yüzden de hazır test kitlerine göre daha hassas olan testlerdir.

Kan testi (beta HCG):

İdrar testleri ß-HCG'nin varlığını ya da yokluğunu saptayabilirken kan testleri ß-HCG'nin kandaki seviyesinisaptarlar. Böylece hormon salgısının başladığı en erken dönemlerde, henüz adet gecikmesi bile olmadan kanda ß-HCG seviyesi saptanarak gebeliğin tanısı konabilir, ya da gebelik oluşmadığı yönünde kesin karar verilebilir.

Kanda ß-HCG testi gebelik testi olarak kullanılmasının yanında dış gebelik, mol gebeliği, düşük gibi durumların tanısında da kullanılan oldukça değerli bir tanı aracıdır.

ULTRASONLA GEBELİK TANISI

Adet gecikmesi birkaç günü bulduğunda geçtiğinde gebelik testi yapılmaksızın vajinal ultrasonla gebelik tanısı konabilir. Abdominal (karından bakılan) ultrasonla ise adet gecikmesi en az bir hafta olmalıdır.

Erken gebelikte yapılan ultrasonografinin önemi:

Gebelik testinin müspet çıkması gebelik varlığının kesin kanıtıdır, ancak gebelik tanısı konduktan sonra cevap arayan önemli sorular vardır:

?

Doktor kontrolleri ne zaman başlamalı ve ne sıklıkla olmalı?

En ideali gebe kaldığınızı öğrenir öğrenmez doktor kontrolüne başlamanızdır. Bu ilk kontrol esnasında herhangi bir risk belirlenmediğinde gebelerimizi 28. gebelik haftasına kadar dörder haftalık aralıklarla, 28.haftadan 36. haftaya kadar ikişer haftalık aralıklarla ve bu haftadan sonra doğuma kadar her hafta kontrole çağırmaktayız. Ancak bir kontrolden diğer kontrole kadar geçen süre içerisinde herhangi bir şikayet olması durumunda mutlaka doktorunuzla bağlantı kurmanız önemlidir.

İYİ BİR GEBELİK DÖNEMİ GEÇİRMEK...


Siz anne adaylarının gereksiz tıbbi manipulasyonlara maruz kalmamak, doğumbiliminin gelişmişliğinden azami faydalanmak için yapmanız gerekenler var:;

Gebelik tümüyle fizyolojik bir olaydır...

Gebeliğin kadın hayatının bir dönemi olduğunu her zaman hatırlayın. Kadın hayatının bebeklik, çocukluk, ergenlik, doğurganlık, menopoz evreleri ve bu evrelerin kronolojik bir başlangıcı ve bitişi vardır.

Yaşamınızı organize edin...

Gebelik ciddi bir iştir. Her ciddiye aldığınız iş gibi gebeliğiniz hakkında da plan yapın. Evrene yeni bir canlı getirme projesini baştan sona kadar planlayın. İşin üstesinden gelmek için gerekli olanlar, yapılan iş hakkında bilgili olunması, işin sevilmesi ve sonucun başarı olacağından emin olunmasıdır.

Gebe kaldığınız andan itibaren yeni bir süreç içine girdiğinizi ve kendi sağlığınız dışında başka bir canlının sağlığından da sorumlu olduğunuzu unutmayın. Gebe olduğunuz için kendinizle gurur duyun ve bebeğinizi kucaklayacağınız günlerin hayalini kurun.

Daha önceden sigara içiyorsanız bırakın. Çünkü içeceğiniz tek bir sigara bile bebeği olumsuz etkilemektedir. Daha önceden alkol alma alışkanlığınız varsa bunu da bırakma zamanıdır.Alkolün miktarı ile bebeğe verdiği zararın miktarı arasındaki ilişki tam olarak açığa kavuşmamıştır. Daha önce düzensiz yemek yeme alışkanlığı, az uyuma alışkanlığı gibi alışkanlıklarınızı bırakmanın da tam zamanıdır. Alelacele birşeyler yemeyi bırakıp İçeriği daha faydalı bir yemek yeme alışkanlığı edinmenin de zamanı gelmiştir.

Bedeni aşırı zorlayıcı bir işte çalışmadığınız sürece işinizi bırakmanıza gerek yoktur. Ancak her fırsatta dinlenmeyi ihmal etmeyin.

Yaşama bakış açınızı tekrar gözden geçirin...

Daha önce yaşama bakış açınız karamsar ise bunu da değiştirmenin tam zamanıdır. Gebelik sizin dünyaya yeni bir canlı getirerek katkıda bulunmanızın hazırlığıdır. Bebeğin rahim içinde ilk aylardan itibaren sizin temel duygu, düşünce ve olayları yorumlama alışkanlıklarınızı hissettiğini ve benimsediğini bilin. Yaşamı ve gebeliğinizi bir savaş olarak değil bir oyun olarak görün. Böyle gördüğünüzde dünyada birden fazla gerçek olabildiğini farkedeceksiniz. Eşinizle bu konuda iletişim kurun.

Bir uzmanla işbirliği yapın...

Gebe kaldığınızı anladığınız zaman en kısa zamanda kendinize bir doktor seçin ve düzenli olarak kontrollere gidin. İlk seçtiğiniz doktor daha sonra gideceğiniz doktor olmayabilir. Yalnız doktor konusunda karar verdikten sonra doktorunuza sadık kalın. Doktorunuzun önerilerine uyun. Hiçbir şikayetiniz olmasa bile kontrole gidin. Dünya üzerinde doğumların çok büyük kısmının doktorların olmadığı ortamlarda bile problemsiz gerçekleştiğini unutmayın. Muhtemelen siz de bu çoğunluk içinde yer alacaksınız. Doktorun varoluş amacı normal doğuma müdahale etmek değil, normalden sapmaları anlamak ve bunlara müdahale etmektir. Siz yine de işi şansa bırakmayın ve 2000'li yılların erken tanı ve tedavi olanaklarından sonuna kadar yararlanın.

Sizi yanlış yönlendireceklere karşı en iyi savunma bilgidir...

Çağımız bilgi çağıdır. Bilgi ya da "bilgi" çok çeşitli kaynaklardan bize ulaşmaktadır. Çevreden, özellikle de yakın çevreden ve gazete, dergi, TV, radyo gibi kaynaklardan ulaşan bilgilerehemen inanmayın. İnsanlar gebeleri endişelendirmeyi severler, çünkü onları da endişelendiren biri olmuştur. Yanlış bilgi almak yerine doktorunuza ve güvenilir bilimsel kaynaklara başvurun ve herzaman vücudunuz hakkında bilgi sahibi olun.

Tıbbi bilgiler doktorların tekelinde değildir. Bilgi herkese açıktır. Ancak uygulama ve müdahale etme yetkisi doktorlarındır. Siz bedeniniz, gebelik, doğum, lohusalık gibi konularda mutlaka bilgilenin. Doktorunuza bol bol sorun. Doktorlar, kendilerine sorulan mantıklı soruları yanıtlamaktan hoşlanırlar.